Bir çift ayakkabı bırakıyorum kapıya.
Naaşı kalkan geçmişin artıkları
Bir bir kovuluyor her düş dediğim yerden.
Geriye bir papatya serili sahtekarlıklar
Bir de gözlerde açan gülüşler...
Sırasıyla düşüyorum ayağım takılarak.
Her can paremde öpüşen çift dudak
Özlem dolu yüreğim dayanıksız...
Lakin haddi değil artık atmak bile.
Bakmayın süslü laflara
Haddini bilmez kalbim dahi yerinde.
Bilmezken bile bir çift doğru atar
İki tek yanlışa düşer.
Kelamlarımı dizerken geçmişten şimdiye,
Anlamsız bir mavilik kaplar göğümü.
Oysa yağmur yağıyor, fırtına kopuyor.
Ne ola ki bu açık havada?
Çirkin bir kabustan öte belki koca bir yalan.
Kendime söyler, kendimde tekrar ederim.
Zamanı değil çarpışmak kendimle.
Baharı örgütlerken kıştan,
Yaza yakın pes etmek zamanı değil.
Kendime kırık tepsili bir durak vermişken
Zengin tamlıkların şımarıklığı namümkün.
Kalkmak sırası bana gelmişken,
Zümrüt zümrüt ağlamak niye ki?
08.19
19.05.2021
:)
ReplyDelete