Kehribar Tanesi Hikayeler



Günün sessiz bitiminde başlar

Baykuş kanadının gürültüsünde büyüttüğüm.

Oysa çırpışları haykırıyor kimsenin duymadığı,

Kimsenin görmediği o bitmiş hikayeyi.

Meramım incisini taşırken kabuklarında

En incinmiş yerinden açılır da

Yine de o bitmiş hikayede taçlandırır incisini.

Bu inciyi ne paklar sorusunun ortasında,

Kehribar tanesi yeni hikayeler mi yazmak gerekir?

Kendimde, yorulmuşluğumu taşıyorum oysa.

Anlıyorum ki tam orada, kendimde

İnsanların yorulmuşluğunu da taşıyor bu yük.

Kehribar hikayelerin tan atışında bir kurşun

Sekip de delip geçiyor insanlarda olduğum yeri.

Bu delikten sızıyor kendimin zehri

İnsanlara ulaşırken sormuyorum bile kendime!

Ya o hikayenin bitmişliği tam burada, varlığımdaysa?

Ya her şey giderken dönen o hikayede bitmişse?

Sorular sordukça zehir de yayılıyor her bende.

Taşıyor, taşıyor, taşıyor; tutamıyorum.

Yavaş yavaş burada yitiriyorum savaşı.

Bir özür bile yetmiyor artık, bendimi çiğniyorum.

Üzdükçe üzüyor, derinleştikçe batırıyorum.

Acı öğretiyor bana; 

Sessizliğin bittiği yerde susuyor gürültüler.

Ve yine burada her can kusuyor beni öteye.

Biliyorum ki bu zehirdir beni iten, bu bendir beni...

Beni geçmiyor zehir.

Bir mıh gibi orada, özür diliyor!

Anlıyor sonra; insan, cevizin gövdesiydi

Mıh bendim ve yine ağlayan insandı.

Biliyorum, olduğum yerde ağlayan cevizi

Çıktığım gibi iyileştireceğim.

Ve biliyorum, bir cemre olup düşeceğim toprağa.

Ve yine biliyorum, o günü herkes müjdeleyecek.

Baharın habercisi olacağım, 

Kehribar tanesi hikayelerde.









Comments

Popular Posts