İki Parmak Kalbine Yakın
Dudaklarımda bir sızı gibi memleket hasreti.
Bir parsel toprak içinde o kutsal memleket...
Dudaklarımın toprağına düştüğü an
Burnumda hissettiğim kokuydu huzur.
Ah o memleket,
Çenesinden iki parmak kalbine yakın o memeleket.
Bir hasret dinmez mi hiç, doymaz mı insan?
Nasıl doyabilirdim o memlekete!
Göçmen kuşlar uçsa oralarda,
Zikrine dahi tövbe ederdi bir daha göçmenin.
Anatomiye savaş açtım,
Dudaklarımın düştüğü o toprağa
Kimse boynu demesin diye!
O huzurlu topraklar hak etmiyor,
Boyun denmesindeki sadeliği.
Kalbimden vücudumun her zerresine yayılan
Dopamin denen ordunun her tanesine
Gel de anlat öptüğümün ölümlü bir beden olduğuna.
Yine de bilirim içimdekileri anlatmayı.
Dudaklarım bir cemre o toprağa düşen
Ve o toprak ki huzurun habercisi her anında.
Ah, dudaklarımın değdiği yerde açan bahar
İliklerimde çırpınan hasreti anlatır
Geri kalan 3 mevsime ve ben
Hayretle 4 mevsimin bahara nasıl sığdını anlatırım.
Oysa körpe bir anlatıcıyım, sıkılır cemaat.
Lakin baharın betiminde secdeye yatınca anladım
Bir parsel memleketimi, en derin sessizliğimde dahi
Gözlerimle anlatırım kutsallığını.
Ben boynundan öptüm, huzuru kokladım diyeyim
Siz dinsiz cemaatin kutsal toprağına
İlk cemreydi dudaklarımın değidiği yer diyin.
Ve bir gün dudaklarım gömülmek isterse,
Onlara o kutsal toprakta bir mabet biçin.
En huzurlu yatağı olacaktır
Çenesinden iki parmak kalbine yakın o toprak.
Comments
Post a Comment