12.06.2019
Yaz mı gelmiyor yoksa kış mı peşimi bırakmıyor. Boğuk bir
hava içimdeki kapanı kapadıkça kapıyor. Peki neden içim de hava kadar kapalı
diye sormuyorum. İçimde yağmur yağmıyor ki dağılsın bulutlar açılsın güneş.
İçimde dağılmak bilmez bir bulut var. Neyse ki simsiyah değiller. Sadece gri… Sonuçta
karanlık değil. Tek sorun, bunun dışında, içimi tırmalayan bir şeylerin oluşu.
Ne olduğunu biliyorum ancak mücadele etmek sadece benim elimde olmuyor. Bu
durumda insan sadece loş bir düşünceye dalıyor. Keşke hayal olsaydı. Parlak bir
hayal… Hayal etmenin sınırını aştım. Hem de illegal yollardan. Şimdi sadece
beni yoran düşüncelerin mültecisiyim. Karın tokluğuna acımı çekiyorum sınırın
ötesinde ama sınırdan çok da uzaklaşmadan. Dilenci sanıyorlar beni. Oysa sadece
yaşamaya çalışıyorum, tekrar hayal kurmanın yolunda. Tıkanıncaya kadar koşmak
istiyorum o hayal senin bu hayal benim. İdealizmden öte kült bir romantik olmak
istiyorum. Belki de Pollyanna… Her çiçek tomurcuğunun bir gün solacağını değil
bir hafta sonra çok güzel bir çiçek olacağının hayalinde yaşamak istiyorum.
Dalgaların hırçın değil, uysal olduğu denizlerde yürümek istiyorum ilahi bir
anlatı gibi. Anlatsınlar beni istiyorum, kuşaklar boyu. Sonra her yeni doğan
bebeğin ilk çığlığı olmak istiyorum. Ağlarken "Yaşamaya başladım!" demek
istiyorum. Beni acıya bağlayan göbek bağımı kessinler de umudun toprağına
gömsünler istiyorum. Hani belki oradan ayrılmam, orada olgunlaşırım.
Olgunlaşmak var bir de. Çölün ortasında çırılçıplak koşan bu kelime asla
varamayacak aradığı sulara. İnsan asla tam olarak olgunlaşmaz çünkü.
Neden bilmiyorum içimde kopan savaşın gazisini elinden
öpesim geliyor. Kim olacak bu apansız savaşın ölüsü? Bilmiyorum ama ölenin
bedeni yakılıp savrulacak yeni umutların rüzgarında. Savrulup gelense yine ben
olacağım ceviz ağacının serin gölgesinden. Çıkıp gelmeden gölgesinde oturduğum
cevizin gövdesine çaktığım çivileri sökeceğim, gözyaşlarının izlerinden. Bir
daha yapmayın ceviz ağacına bunu. Onlar da ağlar, gözyaşlarını siz silersiniz.
Silerken ise yine siz ağlarsınız. Yapmayın! Gölgesine hürmet edip sarın
kollarınızı. Yanınızda bir tek o kalacak çünkü. O zaman anlamayın değerini
yanınızda olanın. Şapkasını çıkaran pantomim sanatçısında aramayın sevdayı.
Yarın oraya geldiğinizde olmayacak çünkü. Cevizin gölgesinden başka kalan
olmayacak. Cevizi ağlatmayın olur mu?
Comments
Post a Comment